İSTANBUL'UN FETHİNDEN GÜNÜMÜZE KADAR EZAN HİÇ KESİLMEMİŞTİ. SADECE BİR GÜN OSMANLININ BAŞKENTİNDE EZAN HİÇ DUYULMADI.O GÜN CAMİLERE DAHİ GİRİŞ YASAKTI. PATRONA HALİL İSYANINDA GERÇEKLEŞEN HADİSE ŞÖYLE GERÇEKLEŞMİŞTİR;
Damat İbrahim Paşa'nın başlattığı lale devrindeki zevk ve sefahat içinde yaşayan devlet yöneticilerinden ve hayatın pahalılaşması, ekonominin kötüye gitmesi, halk arasında huzursuzluğa sebeb olmaktaydı, bu yapılanları israf olarak gören bir kitle oluşmuştu. Bu topluluk İran seferinden olumsuz haberler gelmesi üzerine, harekete geçmiş camilerde ve diğer yerlerde propaganda yaparak ayaklanmanın zeminini oluşturmaya başlamıştı. Yeniçerilerin içerisinde de huzursuzluk belirmişti. Merkezde sadrâzam Nevsehirli Dâmâd ibrahim Pasa'ya karsi olan devlet adamlari, bilhassa devlet içerisinde yapilan idarî ve sosyal islâhatlarin askerî teskîlât içerisinde de yapilacagini öne sürerek, yeniçeri ocagini isyana tesvik ediyorlardi. Bu arada uzun süren ve Lâle devri denilen sulh devresinde istanbul'u güzellestirmek amaci ile girisilen saray, konak, yali ve bahçe gibi insâatlari da, lüks ve israftan sayarak halki kiskirtmaktan geri durmuyorlardi.
On yedinci Ağa Bölüğü Yeniçerisi Patrona Halil ve yandaşları 25 Eylül 1730'da ayaklanmayı başlatmışlar, ancak halkın onlara katılmaması endişesiyle bu girişimlerinden vazgeçmişlerdi. İsyancılar üç gün sonra Bayezit caminin Kaşıkçılar kapısı tarafından yürüyüşe geçerek ayaklanmayı resmen başlattılar. Esnafı da dükkanlarını kapatarak kendilerine katılmaya ikna eden isyancılar, hapishaneleri boşalttılar ve yeniçerilerden de yardım gördüler. Yeniçeri ağalarından Hasan Paşa onlara karşı harekete geçtiyse de başarılı olamadı.
Bu gelişmeler üzerine halkın desteğini alan Patrona Halil ve yandaşları tamamen İstanbul'un yönetimi ele geçirdiler, İstanbul'da tam bir sıkı yönetim ilan edilmişti. devlet memurları işlerine gidemez olmuşlardı. tam o anda halk arasında Deli İbrahim diye tanınan biri ortaya çıktı. onun deli mi? evliya mı? olduğunu kestiremiyorlardı. sonuçta isyancıların arasına gelen Deli İbrahim; Patrona Halil'e Allah için bu haksızlıklara karşı geldiniz? bu yolda yapılan her şey mübahtır. bugün camiler dahi kapatılabilir. diye fetva verince kafası karışan isyancılar, evliya zannettikleri bu şahsın dediklerine inanarak camilere dahi girişi yasakladılar. Bu hadise üzerine 28 Eylül 1730 tarihinde İstanbul'da hiç ezan okunmamıştır. Tarihe geçen bu olay kayıtlara istanbul'da ezanın hiç okunmadığı gün olarak belirtilmiştir.
Sultan Üçüncü Ahmed isyancıların ne istediklerinin sorulmasını istedi. İsyancılar, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ile birlikte 37 kişinin kendilerine teslim edilmesini istediler. Lale Devri'nin önemli kişilerinden olan Damat İbrahim Paşa ve bazı devlet adamları idam edilerek isyancılara teslim edildi. İsyan sırasında şehir tahrip edildi. İsyancılar Sadabad Köşkü'nü yaktılar. Ayrıca Divan şairlerinden Nedim de isyan sırasında öldü.
Patrona Halil ve diğer isyancı başları, bu sefer de tüm isteklerini yerine getiren Sultan Üçüncü Ahmed'in tahtan indirilmesini istedi. Kendisine ve ailesine zarar verilmemesi durumunda tahttan çekileceğini bildiren Sultan Üçüncü Ahmed, 1 Ekim 1730'da Osmanlı tahtını Şehzade Mahmud'a bıraktı.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder